Dünya

Uluslararası Af Örgütü: İklim değişikliğinin kere açmış olduğu çabuk boyut insan hakları krizidir

Uluslararası Af Örgütü, iklim değişikliğinin "insan hakları krizi" olduğuna ayraç ederek, ülkelerin bu mevzuda müstelzim adımları atmamasının insan hakları ihlali bulunduğunu bildirdi.

Uluslararası Af Örgütü: İklim değişikliğinin kere açmış olduğu çabuk boyut insan hakları krizidir
02-11-2021 18:00
İngiltere

İngiltere merkezli Uluslararası Af Örgütü, "Haklarımızı Yakmayın! İnsanlığı İklim Krizinden Korumak İçin Hükümetler ve Şirketler Ne Yapmalı?" başlığıyla yayımladığı iklim raporunda, iklim değişikliğinin kez açmış olduğu aceleci durumun, "eşi benzeşim yepyeni indinde insan hakları krizi" olduğuna dikkati çekti.

İklim krizinin ilerleyici çağda bel kemiği hakları tehlikeye atacağının altı çizilen raporda, ilgilendiren insan hakları sıralandı, ülkelere ve şirketlere aceleci ve konkre öneriler verilmesinin yanı esna yükümlülükleri hatırlatıldı.

Söz konusu raporun önsözünde şu ifadelere arazi verildi:

"İklim değişikliği, bulunan ve doğacak nesillerin medeni, siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel haklarını ve sonunda insanlığın geleceğini tehlikeye atıyor. İklim değişikliğinin doğurduğu neticeler indinde iklim yahut camiası etkilediğinde, bunların kez açmış olduğu müteselsil etkisinde bırakır kişilerin haysiyetli indinde dirim laden hakkından faydalanabilmesini ağırbaşlı seviyede engelleyebilir, özgürlükleri tehlikeye atabilir ve ayrıca nice halde halkların kültürel varlığını topyekun tehlikeye atabilir."

Güncel durumun, geleceğe değgin insanlığı nelerin beklediğini gösterdiğine ayraç edilen raporda, "Şu anki, endüstri devrimi önceleri seviyelerin 1,1 santigrat üzerinde bulunan toptan istinas zımnında fark ısıdam iklim dalgaları, aynısı benzeşim yepyeni orman yangınları, art arda mevrut koyu tropik fırtınalar ve hararetli kuraklıklar kabil tahripkâr etkilere delil oluyoruz." bilgisi verildi.

"Kadınlar, domestik halklar ve engelliler iklim felaketleri karşısında henüz aşkın riziko altında"

Raporda, iklim değişikliğinin, derya düzeyinin yükselmesi kabil adım adım mahsus etkileriyle beraberce bu olayların, milyonlarca insanoğlunun yaşam, su, gıda, barınma, sağlık, hijyen, çalışma, mıhlı çevre ve şahıs kaderini atama hakları kabil insan haklarından ayrımcılığa, adamlık dışı ve küçülten muameleye sunulan kalmama hakkı kabil haklardan yararlanmasını ağırbaşlı biçimde engellediği belirtildi.

"İklim değişikliği toptan indinde dava bulunmasına rağmen, halihazırda ayrışık ve kesişen ayrımcılık biçimlerine sunulan eskimiş yahut strüktürel eşitsizlikler ve köklü çalışmalar zımnında yahut kaynakları, gücü ve ayrıcalıkları adaletsiz biçimde dağıtan resmi politikalar kararında ötekileştirilen insan ve grupları orantısız biçimde etkilemektedir." ifadesi geçer not dışa vurum ayrıca, kadınlar, domestik halklar ve engellilerin iklim felaketleri karşısında henüz aşkın riziko altında olduğuna ayraç etti

İklim değişikliğinin bu grupları ve cinsiyet, sınıf, kast, ırk, ekalliyet statüsü, engellilik, gözyaşı ve barhana vaziyeti temelinde ötekileştirilen gayrı kullanıcılarını nite etkilediğine de değinilen raporda, şu ifadelere yerildi:

"İklim krizi büyümekte bulunan ülkelerdeki insanları, başta de düşüt rakımlı ıvır zıvır ada devletleri ve minimum mütekâmil ülkelerdeki kullanıcılarını elden iklimle ilgilendiren afetlere sunulan kalmaları zımnında değil, ayrımsız zamanda, sömürgeciliğin kalımlı neticeleri da müdahale bu olayların etkilerini arttıran politik ve sosyoekonomik faktörler zımnında de orantısız biçimde etkiliyor. İklim değişikliği elden sömürgeciliğin etkilerini sürdürmekle kalmıyor, esasta koloni imparatorlukları kurmuş ülkeler ve geride bıraktıkları yerleşimci toplumlara müstenit ülkeler çeşidinden düz yazı edilen acemi indinde atmosferik müstemlekecilik biçimi yaratıyor."

İklim bilimciler James Hansen ve Makiko Sato'nun, 1751-2014 yıllarında ABD, İngiltere ve Almanya'nın toptan ortalamanın minimum 6 sert adam başına kümeli limonluk gazı emisyonu ürettiğini gösterdiğini aktaran raporda, Rusya, Kanada ve Avustralya'nın toptan ortalamanın 4 ila 5 sert limonluk gazı ürettiğinin altı çizildi.

"En zenginler, karbon emisyonlarından en aşkın mesul olanlar"

Raporda, iklim değişikliğinin sorumluluğunun, evren çapında ayrıcalıklarla yakından irtibatlı olduğuna ilgi çekilerek, şunlar kaydedildi:

"(Uluslararası çırçıplak maşer kuruluşu) Oxfam, 1990'dan 2015'e denli evren nüfusunun en paralıca yüzdelik 10'unun (yaklaşık 630 milyon kişi), hayattaki kümeli karbon emisyonlarının yarısından fazlasından mesul olduğunu, en serseri yüzdelik 50'nin (yaklaşık 3,1 bilyon kişi) ise kümeli emisyonların elden yüzdelik 7'sinden mesul bulunduğunu hesaplamıştır. Dünya nüfusunun en paralıca yüzdelik 1'i, dünyanın henüz serseri yarısının toplamından dü büküm henüz aşkın karbondioksit salınımından sorumlu."

Raporda, iklim kriziyle savaş düşüncesince insan haklarının esasi alınması, en önce ensesi kalın devletlerin çabucak harekete geçmesi, müstehase yakıtlardan vazgeçilmesi, arsıulusal teşrikimesai ve şirketlere müteveccih düzenlemelerin yanı esna öneriler arazi aldı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?