Dünya

Sekiz yıl sonra suçsuz bulunduğu anlaşıldı

Hollanda'da canlı Türk menşeli Nevzat Altay, kıya suçundan yargılandığı davada 8 yıl dam cezası yattıktan sonra suçsuz bulunduğu anlaşılarak başıboş bırakıldı.

Sekiz yıl sonra suçsuz bulunduğu anlaşıldı
17-02-2022 17:36

Hollanda'nın Arnhem branşında 1998 senesinde işlenen ve haberlere “villa cinayeti” namına yansıyan vakada 63 yaşındaki Geke isminde birlikte kadın, evdeki yatağında esasen meftun namına bulundu. Olay sırasında eve mevrut Elisa isminde avrat da vurularak yaralandı. Eve giren isim yahut şahıslar cinayetin arkası sıra evde buldukları para, telekart ve cüzdanları alarak kayıplara karıştı. Olayın arkası sıra 8'i Türk, 1'i Hollanda yurttaşı 9 isim yakalandı. 9 kıya şüphelisi 5 ile 12 yıl ortada mütebeddil dam cezalarına çarptırıldı. Olayın şüphelilerinden Türk menşeli Nevzat Altay ise, 8 yıl dam cezası yattıktan sonra suçsuz bulunduğu anlaşılarak başıboş bırakıldı.

“Dünya üstüme gelse benimseme etmem, ego yapmadım”

Nevzat Altay, yaşadıklarını İHA muhabirine anlattı. Atay, “Sanırım 1999'un mart ayında beni gönül aldılar, kolluk bürosuna götürdüler. Tabii ego kolluk olduklarını bilmiyorum, ellerinde makineli, maskelenmiş insanlar. Ondan sonra 'Cinayet işlediniz' dediler. Onlar bana ego onlara derken, sen kimle gezersin, kiminle dolaşırsın sanarak sordular. Bende sürekli Arnhem'de gittiğim kıraathane var, orada dolaşırım dedim. Aradan belli birlikte devir geçti, belli kullanmakta olanları içeriye aldılar. Bazılarına azap yapıp, gücün tabir aldılar. Bunları ortaya çıkardım. Mahkemem derinlemesine sürdü. Sonunda 12 yıl dam cezası aldım ve 8 yılını yattım” ifadelerini kullandı.

Çıkarıldığı mahkemede 12 yıl dam cezasına çarptırılan Nevzat Altay, “İçeri alındıktan sonra birlikte de içerinin sorunları çıktı. ‘İki isim birlikte odada yatar mısın' dediler. Bende seçim gereği 2 isim yatmam mecburi değilse ‘yatmam' dedim. Beni 68 gündüz izolasyona attılar. 68 gündüz süresince vücudum çıban evet soyuldu, suçumun ne işe yaradığını soruyorum aldığım karşılık ‘Herkes lakırtı dinliyor, sen dinlemiyorsun' oldu. Bunların dair hapishanede mevcut kült adamları ve beni apayrı birlikte hapishaneye eşkin ettiler. İçeride de kuvvet gördük sayılır. Vücudum hurdahaş oldu. İbadet yaptığımda gardiyan geliyor ve ayağını kafama koyuyor ‘Ben geldiğimde kalkacaksın' sanarak bası yapıyordu. ‘Sen kimsin' diyordum. Olay duyulduktan sonra hapishanedeki elleme insanoğlu da bana dayanak noktası çıktı, o erkeğe nahak bulunduğunu söylediler. Bunun dair o gardiyanı oradan uzaklaştırdılar. Aynı hapishanede başkalarının da azap gördüğüne tanık oldum ancak tek nesne diyemiyorsun, elinden birlikte nesne gelmiyor” dedi.

Hapishane kalmış bulunduğu müddet içre kâffesi saygınlık varlığını kaybettiğini tamlayan Altay, ailesinin birlikte olsa geleceklerinin henüz aklık olacağını düşündüğünü dile getirdi. Altay, “Bütün saygınlık varlığımı kaybettim ancak benim saygınlık varlığım on paralık ehemmiyetli değil. mühim bulunan nesne benim çocuklarım ve onların gelecekleri. Ben dışarda olsaydım onların okuması düşüncesince çabalardım. Hayatları henüz elleme olurdu, ego onlara bu yaşamı veremedim. Hapse girdiğimde 4 yaşlarında çocuğum vardı. Bazen görüşe gelebiliyorlar, ara sıra gelemiyorlardı. Onları düşünüyordum, birlikte güruh bası mevcut üzerimde. Kendime soruyordum 'Neden beni seçtiler, yapmadığım birlikte suç düşüncesince sebep ukubet yatıyorum' sanarak düşünüyordum. Hep erte eve gideceğim sanarak düşünüyordum. Kendimi her daim erte gidiyorum sanarak avunan ediyordum. Dünya da üstüme gelse benimseme etmem, edemem, ego zira ego yapmadım” sanarak konuştu.

“Irkçılık mevcut ancak o denli yok” diyen ve uğramış bulunduğu haksızlıkta Maastricht Üniversitesi Profesörü Han Israels'in desteğini aldığını kaydeden Altay, “Han Israels, uğradığım haksızlığı kanıtladı. Benimle ilişik birlikte im yazdı ve yayınladı. Fakat murafaa bu kitabı yayından kaldırdı. Profesöre ise 20 bin euro saygınlık cezası kesildi yalnızca hakkımı aradı diye” dedi.

Ali Parıltı
 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?