İstanbul
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Türkiye Cumhuriyeti siyasal tarihini derinlemesine bulup, zamanı olmayıp da okuyamayanlar, mortocu dil cambazı liselerinin tarihini okurlarsa esasta müşterek siyasal gün özeti de görmüş olurlar, aydın olurlar." dedi.
Şentop, İlim Yayma Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti ve Vefa İlim Yayma Mezunları Derneği (VEFADER) iş donanmasında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Halkalı Merkez Kampüsü'nde planlı İlim Yayma Ailesi 16. Geleneksel 1 Ocak Buluşması'nda konuştu.
Her 1 Ocak'ta müşterek araya geldiklerini ve değerlendirmeler yaptıklarını özetleyen Şentop, 11 Ekim 1951'de kurulan İlim Yayma Cemiyeti'nin 70. yılını doldurduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin derinlemesine seneler milletin değerleri ile devletin değerlerinin birbirinden ayrıştığı dönemler yaşadığını tamlayan Şentop, "Mesela Malazgirt, Anadolu'nun, bu coğrafyanın kapılarını açan savaş. Alparslan'ın öncülüğündeki ordunun hedefini, Sultan Alparslan'ın rütbesinden görüyoruz. Bir ganimet, arsa davası değil dava. Buradaki maslahat budun değerleri ile devletin değerlerini bütünleştirmek meselesi. İkincisi de İstiklal Harbi'mizdir, Milli Mücadele'dir. Milli Mücadele de milletin değerlerini koruma kılmak düşüncesince işlenmiş ve milletin değerleri ile devletin değerleri bütünleştiği devir neler yapabileceğimizi göstermişiz." dedi.
Buna en benzeyen söz gelişi 15 Temmuz bulunduğunu vurgulayan Şentop, 15 Temmuz'da evvel kez halkın devlete ve anayasal sisteme eş adam olmak düşüncesince harekete geçtiğini hatırlattı.
Şentop, İlim Yayma Cemiyetinin milletin değerleriyle devletin değerlerinin bir araya gelmesi üzere yola çıktığını belirterek, şöyleki bitmeme etti:
"İmam dil cambazı liselerinin tarihinin gelişigüzel zaman, elbette İlim Yayma Cemiyetinin de tarihi, Türkiye'nin siyasal tarihinin müşterek özeti bulunduğunu düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti siyasal tarihini derinlemesine bulup, zamanı olmayıp da okuyamayanlar, mortocu dil cambazı liselerinin tarihini okurlarsa esasta müşterek siyasal gün özeti de görmüş olurlar, aydın olurlar. İlim Yayma Cemiyetinin kuruluşu 1951. İlk mortocu dil cambazı okulu, resmi Milli Eğitime ilişkin manada müşterek meslek yerine 1951'de. 1951'in ayrıcalığı nedir? 14 Mayıs 1950'de müşterek başıboş seçme ergin evvel defa. Usulüne akıllıca müşterek seçme işlenmiş ve bu seçimde de milletin seçtiği müşterek kuvvet gelmiş, Türkiye'yi o kuvvet yönetiyor. Böylece hukuk ve özgürlükler dalında tevessü olmuş, başıboş seçme ve demokratlık yönünde genişlemeler olmuş. Aynı sürede Türkiye'de bu manada İlim Yayma ve mortocu dil cambazı okulları yola çıkmış. 1960'da askeri vuruş olmuş, evvel vurmuş yer aldığı bölgeler mortocu dil cambazı liseleri. Okullar kapatılıyor, yenilerine müsaade verilmiyor, mektepli rakamları azaltılıyor."
"Zor senelerde işleri üstüne piyasa kişilere gerekseme var"
İmam hatiplerin itidalli kısımlarının açılmasının üstünden kısaca 10 sene geçtiğini hatırlatan Şentop, "Zaman baş döndürücü aceleci işliyor, nice şeyi kılıç bile hatırlarken zahmet yaşıyoruz. Sanki gelişigüzel bilinçlilik bugün yaşadığımız gibiydi niteleyerek düşünüyoruz fakat bu süreci, eskiden yaşananları, nereden geldiğimizi, bizi buraya getiren şeyin ne işe yaradığını mükemmel yerine körlemeden geleceğe akla yatkın yürüyüşümüzün de berk adımlarla olması ve amacımızın çakılı olması mükemmel yerine gerçekleşmeyecektir. Bizim bu yürüyüşte bu şen zamanların mücahitlerine değil, elverişli devir mücahitlerine değil, çetin senelerde bu işleri üstlenmiş kişilere ihtiyacımız mevcut ki sizler onlarsınız." ifadelerini kullandı.
Şentop, 1980'lerde mortocu dil cambazı liselerinde okumanın sosyal göz açısıyla "itibarlı" olmadığını anlattı. İmam dil cambazı liselerine gidenlere "küçümseyen ve acıyan" gözlerle bakıldığına yer veren Şentop, o vakitler bilim ifşa uğrunda eğlenmek ve vefakâr olabilmenin de çetin bulunduğunu söyledi.
Müsait senelerde konforun getirmiş yer aldığı müşkülat yaşandığını vurgulayan Şentop, "Ama çetin zamanların ortamında adeta kahramancasına bu işleri omuzlayan, bu işin müşterek tarafında arsa düzlük kişilere eş adam olmak lazım." dedi.
Şentop, mortocu dil cambazı liselerinden mezunların, üniversitelerde tedrisat üyeleri, devlette bürokratik noktalarda ehemmiyetli mevkilerde olduğuna dikkati çekti.
İlim Yayma Cemiyetinin lisans yurtlarında küsurat ve yetkilendirilmiş bulunan mektepli sayısının 10 binin üstünde bulunduğunu kaydeden Şentop, lisans üstü yurtlarında da binin üstünde mektepli olduğuna dikkati çekti.
Bu sayıyla dört başı mamur dünyayı yönetecek insanoğlu bulunabileceğini tamlayan Şentop, "Elhamdülillah bu noktaya derece geldik, bundan sonraları elan iri sayılarla gidiyoruz zira elden İstanbul'da değil, bundan böyle bundan sonraları Türkiye'nin nice ilinde, darülfünun bulunan gelişigüzel yerde behemehâl İlim Yayma'mızın yurtları var. Bizi bu noktaya getiren Cenab-ı Hak'tır." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'nin müstevli sürecindeki yardımlarının kalımlı tesirleri var"
Dünyada 1990'lardan itibaren ehemmiyetli müşterek değiş yaşandığını özetleyen Şentop, müstevli periyodunun bu süreci hızlandırdığını vurguladı. Şentop dünyada kazançlı teessürat yaşandığını ve bu sıkıntıların "münferit bazısı sebeplerle" açıklama edilemeyeceğinin altını çizdi.
Bu süreçte Türkiye'ye yüklenen müşterek fariza bulunduğunu vurgulayan Şentop, şöyleki bitmeme etti:
"Türkiye'den müşterek ümit mevcut bunu görüyoruz. 20 senedir Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'nin ortaya koymuş yer aldığı müşterek tutum, müşterek vakfe var. Bütün Meclis Başkanlarıyla görüşmemizde, bütünü önce, 'Türkiye'ye teşekkürname kılmak istiyorum.' diyor. Bazen unutuyorum 'Niye acaba?' diye. Salgın periyodunun başladığı devirde Türkiye yerine 156 ülkeye keyif materyali yardımında bulunduk, Cumhurbaşkanımızın talimatıyla... İspanya'ya gittim, orada üniversitede müşterek müderris dedi ki 'Ben o devir icra vekili yardımcısıydım, keyif malzemelerini ego kendim doğrulama aldım.' dedi. İtalya'da Sağlık Bakanı şahsen kendisi doğrulama almış. Bunlar İtalya'nın, İspanya'nın yahut müşterek apayrı ülkenin bu konudaki hüzünlerini gidecek büyüklükte malzemeler değil fakat salgının evvel günlerinde her insanın ürkü ortamında olduğu, hükümetlerin 'Nasıl planlayacağız, ne yöneteceğiz bu süreci?' niteleyerek tereddütler içerisinde bulunmuş yer aldığı müşterek devirde Türkiye'den müşterek tayyare iklim sahasına iniyor. Bu ne derk geliyor. 'Biz de sizin gibiyiz, müstevli hepimizi etkiliyor, kılıç de başağrısı içindeyiz fakat kılıç sizi unutmadık.' Çünkü bu müstevli süreci dört başı mamur insanlığı etkileyen müşterek süreç. Dolayısıyla bu sürecin el birliğiyle birbirimizi anlayarak birbirimizi fikren aşılabilecek müşterek proses yer aldığı kanaatindeyiz. Aynı devirde ne oldu? Fransa'nın parasını vererek almış yer aldığı keyif materyali kırcı uçağı Uzakdoğu'da ABD Birleşik Devletleri el koydu, aldı Amerika'ya götürdü. Maskeler vardı uçağın içerisinde. Böyle müşterek dünyada Türkiye'nin davranışının baş döndürücü kalımlı tesirleri bulunduğunu tabir kılmak isterim."
Dünyada elden Müslüman değil, Müslüman sıfır mazlum milletlerin de Türkiye'den ümit ve duaları bulunduğunu vurgulayan Şentop, şu değerlendirmede bulundu:
"Fütüristlerin geleceğe müteveccih değerlendirmelerinde 50-100 sene sonraları dünyada en güçlü, etkili, değişmeyen donör devletler hangileridir?' niteleyerek meydana getirilen tahminler var. Bunların kendine gereğince müşterek kol dinamikleri var. 3 yahut 5 iklim sayıldığında bunların meydanda behemehâl Türkiye de bulunuyor. Bununla ilişik 3 esas ölçüt kullanıyorlar ağırlıklı olarak. Birincisi kişi kriteridir. Türkiye hamdolsun ehemmiyetli müşterek nüfusa sahip. 1928'de 13 milyon bulunan nüfusumuz bugün 85 milyon. Başka ülkelerle kıyaslandığında, ilkin Avrupa ülkeleriyle canlı ağırlıklı. Her ne derece kişi artım hızımızda hoppa azalmalar olsa da inşallah bunu da telafi edeceğiz bu hızı artıracağız, artırmamız lazım. Dünyanın canlı nüfusa gereksinimi var. Şimdi Avrupa yağız karacılık düşünüyor. Çünkü yaşlanan kişi müşterek yandan beslenmesi, bakılması müstelzim müşterek nüfus, müşterek yandan keyif sorunu bulunan müşterek nüfus. Bir yandan o nüfusun çoğalması, etkin nüfusun azalması anlamına geliyor. Bunları üretecek kişi yok. Dolayısıyla demincek kalifiye muhacir arayışı ve benzerleri kabilinden şeylerle esasta kişi nüfusunu ve ekonomisini besleyecek acemi devim bilimi unsurlar araştırıyor. Onun düşüncesince canlı kişi önemli. Bir de talimli olursa ki hamdolsun bunu müşterek seviyede hallettik fakat elan da geliştirmemiz lazım, böylecene kişi unsuru itibarıyla Türkiye baş döndürücü önemli."
"Türkiye'nin tezlerini destekleyecek halklar kitlesi var"
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, kazançlı manada devir kurnaz teessürat yaşansa da Türkiye'nin dünyada evvel 20 iri ekonomisi içerisinde bulunduğunu ve potansiyelinin baş döndürücü elan iri bulunduğunu kaydetti.
Bir ülkenin çabuk yeteneğinin de ehemmiyetli bulunduğunu dile getiren Şentop, bazısı devletlerin ortaya müşterek çabuk koyduklarında onu izlem edecek apayrı müşterek iklim bulamadığının altını çizdi.
Şentop "Türkiye'nin tezlerinin, görüşlerinin yanı sıra durabilecek, bunlara katılacak, bunları destekleyecek yahut kandırma olacak baş döndürücü azade dünyada ülkeler, halklar kitlesi var. Bu bakımdan Türkiye'nin gelecekteki büyüklüğüyle ilgili, etkileme gücü, hasiyet kuvvetiyle ilişik meydana getirilen dört başı mamur değerlendirmelerde evvel 3-5 meydanda görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Son devirde ekonomide müşterek dizi değişiminin yaşandığını vurgulayan Şentop, salgının kazançlı paradigmaların dünyada değişmesi ve gözden geçirilmesi icap ettiğini ortaya koyduğunu belirtti.
TBMM Başkanı Şentop, "Salgın süreci 'İnsanı yaşat ki mutluluk yaşasın' anlayışının 'İnsanı yaşat ki evren yaşasın' yerine değiştirilmesini lüzumlu kıldı. Uluslararası ilişkilerde, hukukta, ekonomide paradigmaların çöktüğü acemi dizi arayışlarının meydanda yer aldığı müşterek devirde bunları oluşturabilecek ve dünyaya sunabilecek bulunan Türkiye'dir ve 1950'lerden itibaren yola çıkan o büyüklerimizin yetiştirdiği, hedeflerini ortaya koyduğu yetişkin insanoğlu unsurudur." niteleyerek konuştu.
