![Sivas'ta topraklar suya kavuşunca üreticiler patatesle diyar dışına açıldı](https://www.megahaber79.com/files/uploads/news/default/sivasta-topraklar-suya-kavusunca-ureticiler-patatesle-yurt-disina-acildi.webp)
Sivas
Hafik-Özen ve İmranlı barajlarından gerçekleştirme edilen su, Hafik'te 245, Zara'da 248 kilometrelik borazan hatlarıyla tarlalara ulaştırılıyor. Daha ilk döşenmemiş tarımla buğday, rüşvet ve yulaf kadar mahsulat yetiştirilen arazilerde 3 senedir sulu ziraat yapılıyor.
Suya mülaki 180 bin dönüm civarındaki arazide imal edilen kestirmece 196 bin titrem ürün, semt çiftçisinin yüzünü güldürüyor.
İlçelerde teşrinievvel işleyen iri firmalar de ürettikleri 150 bin tona andıran patatesin 90 bin tonunu uzlaştırıcı firmalarla iklim dışına satıyor.
Hafik-Özen ile Hafik-Zara sulama birliklerinin başkanı Harun Avan, AA muhabirine, bölgede sulu tarımla verimin katbekat arttığını vurguladı.
İki birliğin bütün sulama piyasasının 180 bin dönüm bulunduğunu aktaran Avan, "680 sulayıcımız var. Bu bölgede sulu ziraat işleyen 16 arsıulusal müşareket var. Bu şirketler, Avrupa ve ABD'ye patates ihracatı yapıyor. Milli ekonomimize iri varidat sağlıyorlar. Aynı sürede istihdam piyasası da oluşturuluyor. Patates, şeker pancarı kadar mamüllerin ekimiyle mevsimsel iştirakçi alımı da ön plana çıkıyor. Bölge esnafına da cıvıltı sağlanıyor. İki barajın da su kalitesi baş döndürücü yüksek." diyerek konuştu.
Geçinmek düşüncesince değil, tecim düşüncesince tarım yapılıyor
Avan, bölgede hâlâ ilk bağdaşmak düşüncesince tarım işleyen çiftçilerin sulu tarımla tecim hazırlamaya başladığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Arpa ve buğday ağırlıklı döşenmemiş tarım yapılıyordu. Kuru tarımın bilinmiş olduğu kadar verimi baş döndürücü düşük. Ticari kasıtlı değil de anlaşma şartıyla meydana getirilen ortak tarım usulüdür. Sulu tarımla bölgede ağırbaşlı miktarda hem mahsul çeşitliliği arttı bununla birlikte varidat yükseldi. Özellikle sınai nebatat yerine nitelendirdiğimiz patates, şeker pancarı, darı ve ayçiçeği kadar girdisi faziletkâr ve ihracata akla yatkın mahsulat bölgede kesafet kazandı. Büyük kuruluşların alana gelmeleri de istihsal alanlarını arttırdı."
Ayçiçeği eken çiftçilerden Durdu Hallaç da "Daha ilk arpa, buğday, yulaf kadar mahsulat yetişirdi. Genelde Kızılırmak kenarından traktörle su çekerek tarlaları sulayıp bu ürünleri alıyorduk. Sulu tarımla mahsul çeşitliliği yükseldi. Daha zahmetsiz, düşüt değerli mahsul yetiştirmeye başladık." dedi.