Kocaeli
Fabrikada iştirakçi şekilde etkin 47 yaşındaki Evcenler, 9 sene geçmiş hekim arkadaşına armağan edilen birisi eş dü ilçe bakmaya başladı. Dişinin 15 devir sonraları ölmesinin peşi sıra gayrı hafriyat beslemeye bitmeme fail Evcenler'in "Cango" adını verdiği hayvanla giderek ortada hususi indinde bağlam oluştu.
İşten arta küsurat yıllarda kazıyla ilgilenen, onu aracıyla gezdiren Evcenler, çarşıya, tarlaya daim papyon kravat kravat giydirdiği Cango ile gidiyor.
Dışarıda baş başa dolaşan Evcenler ile kazını görenler Cango ile ışık çektirip onu hile ve bisküviyle besliyor.
Evli ve 2 bebek babası Yılmaz Evcenler, AA muhabirine, kazının az buçuk büyüyünce namına ve ailesine saldırmaya başladığını fakat ona sevgi gösterince aralarındaki birlikteliğin geliştiğini anlattı.
Cango'nun namına ve ailesine alıştığını dile getiren Evcenler, "Hayvanları tarlaya götürüyoruz, peşimizden geliyor. Ondan sonraları çarşıya götürmeye değişmeyen verdim. Sakarya ile başladık, İzmit, İstanbul... Cango ile bu arada geziyoruz. Stres atacağım devir Cango'yu otomobile koyuyorum, bu arada geziyoruz." diyerek konuştu.
"Cango ile dolaşmak bambaşka indinde şey"
Evcenler, her insanın kanatlı hayvanlara sevgi veremeyeceğini tabir ederek, şunları söyledi:
"Bir kızım, indinde oğlum, indinde de Cango'm var. Çocuklarımın noktayı ayrı, Cango'nun noktayı ayrı. Cango'yu çarşıya gezmeye götürüyorum, dallar kıskanıyor. Telafi düşüncesince evlatları da denize götürüyorum. Çocuklarımla da geziyorum güçlükle Cango ile dolaşmak bambaşka indinde şey. Sabah hayvanlara bakmaya gidiyoruz, Cango peşimizden gelir. Arabaya binince otomobile biner, gökçe gökçe gökçe yazın traktöre biner. Bahçeye ekime gittiğimizde yanımıza alırız. Beraber ilk teşrin yaparız, o da eşeler. Vaktimiz bu arada geçiyor."
Cango'nun aracında da noktayı bulunduğunu aktaran Evcenler, ön koltukta manzarayı izleyerek gezi yaptığını dile getirdi.
Yılmaz Evcenler, "Cango, işten dönmemi bekler. Geldiğim devir elden adım atar bağırmaya. Sabah da evde tıkırtıyı duyar duymaz gene bağırmaya başlar. Duyguları hassastır. Sürekli onunla konuşurum. Ben konuşunca o da sesler çıkarmaya başlar." dedi.
Arkadaşı Hüseyin Bostan da kazın Evcenler ile iletişimini görür görmez kişilerin efsanevi sevgisini hâlâ dobra anladığını söyledi.
