Kocaeli'de canlı 30 yaşındaki Suriye tabiiyetli elektronik beyin mühendisi Ceyda Altun, iç harp nedeniyle 2016 senesinde Türkiye'ye sığındı. Burada namına adeta acemi müşterek sahn kuran Altun, müşterek Türk yurttaşı ile evlenerek bebek sahibi oldu. Ülkenin müşterek parçası olabilmek Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitimi Kursları'nda (KO-MEK) gönül eğitimi meydan Altun, şu anda okunabilen şekilde Türkçe konuşabiliyor. Eşi ile baş başa müşterek asansör fabrikasında fiilen ekmeğini elde eden Altun, Türkiye'yi ikinci evi şekilde gördüğünü söyledi. Türkiye'de gerçekleştireceği hayalleri bulunduğunu tamlayan Altun, buradan değerlendirmek istemediğini tabir etti. Altun, Türkiye'de canlı ecnebi bireylerin behemehâl Türkçe öğrenmeleri ve menfaatlerini değişik bölgelerde geliştirmeleri icap ettiğini vurguladı.
“1 senede konuşmaya başladım”
Türkiye'ye yetişme ve burada Türkçe öğrenme öyküsünü özetleyen Ceyda Altun, “Suriye'den geldim, elektronik beyin mühendisiyim. Türkiye'ye 2016'da geldim. Burada evvel ilkin gönül öğrendim. Sonra iş dünyasına girdim. Şu an müşterek asansör fabrikasında çalışıyorum. Evliyim, 1 kızım var. Savaştan çevre başlamak mecburiyetinde kaldık, gene savaştan çevre da dönemedik. 1 yıl sonradan evlendim. Burada iş dünyasına girdim, iş yerimiz mevcut artık. Eşim Türk, bu başlangıçta çetince müşterek durum. Nişanlıyken bedava zannettim. Ama evvel dü yıl çetince geçti. Tabii ki değişik kültürler, değişik düşünceler, değişik diller. Ama aşırı şükür şu an oldukça güzel anlaşıyoruz. Güzel şeyler de mevcut elbette ki. Türkçe bellemek bizlere çetince gelmedi. Çünkü kılıç çoğu kez Suriye'de İngilizce bildiğimiz düşüncesince harfleri biliyorduk. Buraya sağlık gelmez kurslara başladık. Genel şekilde öğrendik. Çok bedava öğrendik, 1 senede konuşmaya başladım ve evlendikten sonradan da mecburen hâlâ bedava oldu. Çünkü günce musahabe oluyor. Türklerle aracısız diyalog kurabiliyoruz. Bana uyarınca kolaydı. Biz Türkiye'ye geldik aşırı şükür, neymiş ecnebi müşterek yere gelmedik kabil hissettik. İnsanlar aşırı insancıl geldiler bana. Türkçe öğrenmeden ilkin aşırı asistan oluyorlardı. Kendi komşularımda ego bunu ayırt ettim. Yabancı olduğumuz düşüncesince aşırı iane etmeye başladılar bize. Güzel günlerimiz de var. Türkçe öğrendikten sonradan hâlâ bedava oldu. Çünkü arada müşterek hata anlaşılmalar oluyor. Karşıdaki insanoğlu hata anladıysa bambaşka tepkiler verebiliyor. Ama en aşırı insancıl insanlarla karşılaştım” dedi.
“Biz bu ülkenin müşterek parçası kazanmak istiyoruz, onun düşüncesince çabalıyorum”
Türkiye'nin insancıl müşterek diyar bulunduğunu dile getiren Altun, “Nereye gidersen ecnebi hissetmiyorsun kendini. Sanki benim ülkemmiş kabil oluyor. Artık alıştım, vatandaşlığım da var. Türkiye'nin zarfında hâlâ hayallerim var. Bugün buradayım erte dönmeyi düşünüyorum değil. Tabii ki, yaşamda yurt kabil müşterek bilinçlilik yok. Ama bura ikinci ülkemiz evet artık. Biz bu ülkenin müşterek parçası kazanmak istiyoruz. Onun düşüncesince çabalıyorum. Bu ülkede canlı etraflı yabancılar, Türkçe öğrenmeye devir harcasınlar. Türkçe bilmeyenlerin gayesi bu olsun. O ülkeden müşterek zerre kazanmak düşüncesince evvel kez gönül öğrenmek. Dil öğrenmediğimiz sürece hem yurttaşlar düşüncesince hem eller düşüncesince çetince oluyor. Türkçe bilici şahıslarda hâlâ aşırı bilinçlilik öğrensinler. Öğrenmek bitmesin. Dil olsun, iş olsun, zanaat olsun, bellemek aşırı güzel. Kimse ‘Ben ne yapacağım? Yaşım geç evet müşterek bilinçlilik yapamam artık' veya ‘Ben beceremeyeceğim' niteleyerek düşünmesin. Bu diyar de gelişigüzel şeyi yapabilirsin. Yeter ki insanoğlunun zarfında dilek olsun” niteleyerek konuştu.
Mustafa Uslu - Güven Gök
İLGİLİ HABER
Savaştan kaçtı, çadırda kıraat yuvarlak öğretiyor 
