Ankara
Anayasa Mahkemesi, afiyet personeline dirlik görevleri yardımıyla işlenen kasten yaralama, zılgıt ve hakaret suçlarında cezanın nısıf oranında artırılması ve bu kapsamdaki hapis cezalarının ertelenmemesinin anayasaya karşıt bulunduğu yönündeki itirazın reddine değişmeyen verdi.
Resmi Gazete'de toprak meydan karara layıkıyla Trabzon, Bolu, Bafra'daki esas ukubet mahkemeleri, afiyet çalışanlarına dirlik eylemleri zımnında kasten yaralama, zılgıt ve hakaret suçlarından usa vurma bitirdikleri sanıklara değgin Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda meydana getirilen değişimlerle sanıkların, bire beraberinde türel halde olanlardan ayrımlı şartlarla karşılaştığını ve bunun eşitsizliğe sebep olabileceği sebebi öne sürülerek iptali düşüncesince Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, bahis konusu kanunda toprak meydan düzenlemelerin anayasaya karşıt olmadığına ve bozma istemlerinin reddine hükmetti.
Mahkemenin kararından
Anayasa Mahkemesinin kararında, ukubet hukukuna değgin tensikat dair anayasa koyucunun anayasaya değgin durmak koşuluyla ölçüm yetkisine eş olduğu, ölçüm yetkisi kapsamındaki tensikat yapılırken de ahbaplık devleti ilkesinin beraberinde gereği bulunan gün tün eşitliği ilkesine değgin olunması gerektiği vurgulandı.
İptali maksut kanunda hususi veya amme afiyet mensupları ortada beraberinde fark yapılmadığı, afiyet personeline dirlik işlenen suçların önlenmesinin amaçlandığı dökme kararda, "Kurallarla getirilen henüz ciddi tecziye ve hapis cezasının ertelenmemesi yöntemi, tamlanan misyonun gerçekleşmesinde elverişli/gerekli beraberinde yoldur." denildi.
Kamu görevlisine dirlik görevinden çevre işlenen kasten yaralama ve hakaret suçlarının, bu suçun henüz çok cezayı müstelzim kalifiye durumunu oluşturduğu, suçların bel kemiği türü ve kalifiye vaziyetleri düşüncesince 5237 önemli Kanun'da cezanın türü ve miktarının düzenlendiğine ayraç edilen kararda, şu ifadelere toprak verildi:
"Suçlar düşüncesince öngörülen yaptırımın ayrıcalığı ve ağırlığı ile anayasa koyucunun ölçüm yetkisi kapsamında öngördüğü düzenlemeyle erişmek istediği erek beraberce gözetildiğinde kuraldaki ukubet artırımının alışılagelen olmadığı söylenemez. Hapis cezasının ertelenmesi ise hükmün açıklanmasının arka bırakılması ve çelimsiz devamlı hapis cezasına alternatif yaptırımlar üzere hükmün ve cezanın kişiselleştirilmesi kurumlarından biridir. Hapis cezasının ertelenmesi kurumu şahıslara değme halde behemehâl sağlanması müstelzim beraberinde hak ayrıcalığı taşımamaktadır. Dolayısıyla ne şerait altında hapis cezasının ertelenmesine sonucu verilebileceği, Anayasa'ya birebir iktisap etmek kaydıyla anayasa koyucunun ölçüm yetkisi kapsamındadır."
Söz konusu kanunların tamlanan suçları işleyenlere "külfet" getirmiş bulunduğu tamlanan kararda, "Kanun koyucunun ölçüm yetkisi kapsamında küsurat kuralın hapis cezasının ertelenmesini menetmek vasıtasıyla failler düşüncesince getirmiş bulunduğu sıkıntı ile anayasa koyucunun kuralla erişmek hevesi erek karşılaştırıldığında kuralın orantısız bulunduğu değerlendirilemez." tespiti toprak aldı.
Sağlık hizmetlerinin ayrıcalığı bakımından müsait beraberinde değinme zarfında sunulması gereken, şahısların ve camianın varlığı ve huzuru vasıtası ile vazgeçilemez hizmetlerden bulunduğu kaydedilen karada, şunlar toprak aldı:
"Kanun koyucunun afiyet çalışanlarına dirlik işlenen suçlarda son zamanlarda çoğalma bulunduğunu değerlendirerek itiraz konusu kuralları öngördüğü anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kuralların afiyet personeline dirlik anılan nitelikteki suçların işlenmesini önleme şartıyla düzenlenmiş bulunduğu belirgin olup bu amaçla öngörülen ayrımlı muamelenin birebir ve objektif beraberinde temele dayanmadığı söylenemez. Kuralın öngördüğü nısıf oranındaki ukubet artırımının dizginsiz beraberinde yönünün de olmadığı anlaşıldığından kuralların anayasa uğrunda denklik ilkesini ihlal etmediği kararına varılmıştır."
