Bursa
AB Komisyonu kabilinden 2019'da açıklayan Avrupa Yeşil Mutabakat hisse senedi planı kapsamında, 2050'ye denli karbon salınımların minimum seviyeye tenzil hedefine, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) de hazırladığı projeyle ulama sağlıyor.
Birlik, Ur-Ge projesiyle elçi kuruluşların 2026'daki "sınırda karbon" düzenlemesiyle ortaya çıkma yükümlülüklere amade olmasını planlıyor. Bu kapsamda, ilgilendiren eğitimlerin birlikte kesim temsilcilerine mentorluk yapılması projenin amaçları ortada arazi alıyor.
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, AA muhabirine, dünyanın sonuç senelerde toy insan koronavirüs (Kovid-19), toptan susama üzere öngörülemeyen maslahat ve durumlarla üstüne karşıya kaldığını hatırlattı.
Paris İklim Anlaşması'nın Türkiye kabilinden onaylanmasıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın hâlâ ehemmiyetli duruma geldiğine dikkati çekici Çelik, bu anlaşmada makul intikal dönemlerinin bulunduğunu aktardı.
Otomotiv dalının anne pazarının AB devletleri olduğunu, hem Paris İklim Anlaşması'nın bununla beraber Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın kesim açısından ayrı ortak ciddiyete cemaat bulunduğunu tabir fail Çelik, şunları söyledi:
"Yeşil Çevre Mutabakatı'nın ortamında 2050'de karbon etkisiz maksadı var. 2023-2026 ortak intikal devri olacak. Bu çağda hazırlıklar yapılacak. 2026'dan itibaren karbon kadem izi ölçümlemesinde çıkan neticelerle Avrupa'ya dış satım önleyen sektörler ve ülkeler, sınırda karbon düzenlemesi üzere ortak gerçekle üstüne karşıya kalacak. Bunun makul finansal yükümlülükleri olacak. Sınırda karbon düzenlemesi 2026 bakımından mecburiyet getiriyor. Birlik şekilde bu bağlamda 'Otomotiv Sektöründe Yeşil Dönüşüm Ur-Ge Projesi' başlattık."
"Devletimizin yüzdelik 75'lik ortak desteği var"
Sınırda karbon düzenlemesi öncesinde yapılması müstelzim nice çalışkanlık olduğuna yer veren Çelik, plan kapsamında karbon kadem izinin ölçümü, eksikliklerin belirleme edilmesi ve bu eksikliklerin kesinlikle giderileceği üzere mevzularda icraat yapacaklarını anlattı.
Çelik, Ur-Ge projesinin önce amacının firmalara kösemenlik geçirmek bulunduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Ur-Ge projesinde 15 şirket var. Bu plan tamamlanmasından sonraları ikinci, üçüncü Ur-Ge planlarına bitmeme edeceğiz. Çünkü sektörümüz baş döndürücü iri ve nice dış satımcı şirket var. Bu proje, öbür planlara de kösemenlik edecek ortak düzentileme olacak. Bu projeyle elçi kuruluşların 2026'da sınırda karbon düzenlemesiyle ortaya çıkma yükümlülüklere amade olmasını sağlayacağız. Bununla ilgilendiren eğitimler verilecek, mentorluk yapılacak, nekais tamamlanacak. Karbon kadem izi ölçümü, bu plan kapsamında açılan bütçeyle yapılacak. Ur-Ge projesine eklenen kuruluşların problemin tespiti ve çözümüyle ilgilendiren yapacağı herhangi ortak adıma devletimizin yüzdelik 75'lik finansal desteği olacak. Yüzde 15'ini de kılıç bütünlük şekilde karşılıyoruz. Ur-Ge projesindeki elçi firmalara hoppadak yüzdelik 10'luk ortak maliyet oluşacak. Burada ehemmiyetli bulunan eksikliklerin belirleme edilmesi. Aynı sürede kuruluşların karbonla ilgilendiren çıktılarının ölçülmesi üstüne ortak düzentileme olacak. Oluşacak bütçeyi büyüklük teşviki ve birliğin kaynaklarından sağlayabileceğimizi düşünüyoruz."
"Öncü edinmek yerine ortak hedefimiz var"
Karbon kadem izinde nice unsurun menfez uğrunda bulundurulduğunu dile getiren Çelik, ürünün üretiminde yenilenebilir erke kaynaklarının kullanılması, ürünün taşınmasında (navlun) haiz arabanın kullandığı yakıtın müstehase mahrukat olmaması gerektiği üzere mevzulara uyanıklık edildiğini aktardı.
Çelik, otomotiv dalının 2026 yılındaki sınırda karbon düzenlemesinde rüçhan şekilde mevhibe konulmuş bulunan sektörler ortada olmadığını hatırlatarak şöyleki bitmeme etti:
"Buna karşın kılıç bu emekleri yapıyoruz. Tabi bu devim bilimi ortak süreç. Yeşil Mutabakat çerçevesinde ihtimal bu sektörler güncellenebilir. Biz Türkiye'de bu dönüşüme uyarlama noktasında en önde doğacak sektörlerden bir tanesi olacağız. Yenilikçi bulunan teknolojilere adaptasyonumuz kesinlikle çabuk olduysa gene hava ve ekolojik dengesizliği ortadan kaldıracak herhangi ortak muhtelif projeye kesim şekilde mürşit edinmek yerine ortak hedefimiz var. Bu sürece adaptasyonumuzda dava olacağını düşünmüyorum."
