![Milyonlarca kiracıya müjde](https://www.megahaber79.com/files/uploads/news/default/milyonlarca-kiraciya-mujde.webp)
Akıllara sakinlik verici olayda, apartmanın geri bahçesindeki kayalıklardan kopan parça, müşterek daireye dokunca verdi. Oturulamaz bir vaziyete mevrut daireden boşaltma bulunan kiracı, ev sahibinin kendince başlatmış yer aldığı yürütme takibiyle sarsıldı. İcra izlemesine itiraz etti. Bunun üzerinde mahkemenin şeklini bu kere ev sahibi tuttu. Davacı ev sahibi, mülkiyeti namına ilgilendiren taşınmazını 05/10/2013 giriş günlü kira kontratı ile davalıya kiraya verdiğini, maaş kira ücretinin 1.000 TL şekilde kararlaştırıldığını, mahkemeli kiracı kabilinden 2014 yılı Eylül, Ekim Kasım, Aralık kocaoğlan ile 2015 yılı Ocak kocaoğlan kira bedellerinin ödenmediğini öne sürdü. Ödenmeyen hep 5.000 TL kira alacağının tahsili düşüncesince mahkemeli aleyhine yürütme takip edeni başlatıldığını, davalının nahak ve biçimsiz oruçlu itirazı yüzünden takibin durduğunu gelecek sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının yürütme inkar tazminatına mahkum edilmesine değişmeyen verilmesini istem etti.Davalı kiracı ise kiralanan konutun bulunmuş yer aldığı yapının geri bahçesindeki duvardan şişman müşterek kayaç parçasının yuvarlanarak binaya düştüğünü, bu hususta şehremaneti kabilinden delil tutulduğunu dile getirdi. Binada dirilik güveliğinin bulunmadığının ve bundan böyle oturulamayacağının belirleme edildiğini, yapının boşaltılarak mühürlendiğini, akabinde savlayıcı kiraya verenle meydana getirilen görüşmeler neticesinde, bundan böyle fiili şekilde dairede oturmanın gibi olmaması sebebiyle bahisle sözleşmenin çapraz şekilde feshedildiğini öne sürdü. Davalının, kiralananı sözleşmede istenen kullanıma akıllıca biçimde bulundurmakla görevli olduğunu, 2014 yılı Eylül ayına bağlı kira borcu haricinde davacıya rastgele müşterek borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istedi.Dosyaya maruz fotoğraflar incelendiğinde sakıt kayaç parçasının kiralananın kullanımına bariyer olacak zorlayıcı faktör yapılanma ettiğine nazarıitibar çekici mahkeme; savlayıcı kiraya verenin, kavil boyunca kiralananı kullanıma amelî vaziyette bulundurmakla görevli olduğuna, kiralananın mahkemeli kiracıdan kaynaklanmayan nedenlerle kullanılamaz bir vaziyete geldiği, davalının borca itirazında DOĞRU yer aldığı gerekçesiyle, davanın reddine değişmeyen verildi. Hüküm, süresi ortamında savlayıcı vekili kabilinden temyiz edilince devreye Yargıtay 3. Hukuk Dairesi girdi.Kararda şu biçimde denildi: “Kira sözleşmesi, kiraya verenin müşterek şeyin kullanılmasını yahut kullanmayla beraberce ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna yanıt kararlaştırılan kira bedelini üstlendiği sözleşmedir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, kira kontratı değme dü tarafa namus borcu yükleyen sözleşmedir. Somut olayda, dosya ortada mevcut deliller dikkate alındığında, kiracıdan kaynaklanmayan, kiralananın kullanılmasına ehemmiyetli seviyede bariyer yapılanma eden, sonra ortaya çıkan zorlayıcı sebeple, mahkemeli kiracı tarafından, kiralananın 01/10/2014 tarihinden itibaren kullanılmadığı, davalının 2014 Eylül ayına ilgilendiren kira borcunu benimseme etmiş yer aldığı anlaşılmıştır.O halde, mahkemece, yukarıda açıklayan maddesel ve türel olgular, davalının benimseme beyanı, savlayıcı kiraya verenin 01/10/2014 tarihinden itibaren kira alacağı talebinde bulunamayacağı dikkate alınarak; davalının benimseme beyanı doğrultusunda davanın azda olsa kabulüne değişmeyen verilmesi gerekirken, yanılgılı kıymetlendirme ile yazılmış biçimde hâkimiyet tesisi akıllıca görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy donanması ile hükmedilmiştir.”