Lefkoşa
Kıbrıs'ta, EOKA yıldırı örgütü militanları kabilinden 21 Aralık 1963'te Kıbrıs Türklerine müteveccih başlatılan ve tarihe "Kanlı Noel" adına güzeşte katliamın tanıkları, bunu müşterek "soykırım girişimi" adına tanımlıyor.
Rumların 21 Aralık 1963'te Kıbrıs Türklerine alın başlatmış olduğu silahlı saldırılar Kanlı Noel adına anılırken, bu olay, Ada'daki toplumlar arası çatışmaların başlangıcı onama ediliyor.
Kanlı Noel saldırılarına tutanak bulunan ve 1963-1974 ortada Rumların "soykırım girişimlerine" alın savaş fail Kıbrıs Türkü mücahitler Celal Bayar ve Çetin Serez, o senelerde yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Mücahitler Derneği Başkan Yardımcısı da bulunan Bayar, Kanlı Noel vakalarına gelinmeden elden ilkin tansiyonun yükseldiğini hatırlatarak, zamanın "Kıbrıs Cumhuriyeti" Başkanı Makarios'un rastgele gittiği yerde Türkler aleyhine ifadeler kullandığını anımsattı.
Daha muahharen Makarios'un anayasanın 13 maddesini değiştirmeye kalkıştığını tamlayan Bayar, bu 13 maddenin değiştirilmesi biçiminde Kıbrıs Türk halkının haklarının ağız ağıza kaybedileceğini ve muahharen açıkladıkları Akritas Planı'nın da bunu öngördüğünü söyledi.
Bayar, "Rumlar, 21 Aralık 1963'te hazırlığını bitirdikleri (Kıbrıs Türk halkının namevcut edilmesi planı adına bilinen) Akritas Planı'nı uygulamaya koydular. Masum dü vatandaşımızı on paralık yoktan hınç açarak öldürdüler. Bunu karşıcı neymiş Rum polisiydi lakin gerçekte EOKA'cıydı. Tahtakale sahasında başlamış bulunan bu görüngü elden yayılmaya başladı. Bu gün bakımından dü maşer arasındaki çatışmalar çalışarak başlamış oldu. Bunu başlatan maatteessüf kendileridir (Rumlar). Yıllar muahharen açıkladıkları Akritas Planı'nda bunun böyle, faz mertebe olacağını belirttiler." niteleyerek konuştu.
Rumların önceki günden itibaren Türk bölgelerine alın dip tabanca atışı gerçekleştirdiğini kail Bayar, 24 Aralık gecesi güzel abluka altında kaldıklarını, bu tarihte Küçük Kaymaklı bölgesi ile Lefkoşa arasındaki bağlantının ağız ağıza kesildiğini dile getirdi.
Bayar, 25 Aralık 1963'te Küçük Kaymaklı alanını vazgeçme buyurmak mecburiyetinde kaldıklarını kaydederken, müşterek güneş muahharen alana mevrut Rumların evde muhat kalan, yatalak olanları ve evini vazgeçme etmeyenleri tutsak aldıklarını yahut kurşunladıklarını hatırlattı.
"Kıbrıs Türk halkı, işini, evini ve malını kaybetti"
Bayar, "Kanlı Noel saldırılarının 58. sene dönümündeyiz. Kıbrıs Türk halkı, işini, evini ve malını kaybetti. 103 köyden 30 bine andıran insanımız, etraflı dünyalık varlıklarını geride bırakarak, hâlâ emin alana sığındılar. 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı'na derece bu savaş senelerce sürdü fakat en emekli günler, o önceki aylar ve 1964 yılıydı." dedi.
O süreçte sağlık, eğitim, enformasyon ve gayrı gereksinimlerin TMT idaresince giderildiğini anımsatan Bayar, bu mücadeleyi Kıbrıs Türk halkının dal omuza verdiğine ve devletin temellerinin bu zamanda atıldığına ayraç etti.
Bayar, EOKA militanlarının 48 saatte teyit edinmeyi hedefledikleri Türk bölgesindeki mücahitlerin, epope yazarak direndiğini, bunu yaparken de iri bedeller ödendiğini vurguladı.
103 köyden muhaceret fail Kıbrıs Türkleri'nin rastgele şeylerini geride bıraktığını ve aç susuz kaldığını anımsatan Bayar, laflarını şu şekilde sürdürdü:
"1963-1974 ortada Türk Kızılay yardımlarıyla, anne yurt Türkiye'nin rastgele muhtelif desteği ile ayakta durmayı başardık. Bu 11 yılda 'Türkiye bizi bırakmaz, behemehâl bunun hesabını soracaktır' anlamında inancımız vardı. Çok şükür 20 Temmuz 1974'te (Kıbrıs Barış Harekatı) o hatıra yaşayabildik, o bizim düşüncesince rastgele şeye bedel, kıymeti ölçülemez. Bugün de müşterek devlete sahibiz, nüfusumuz ve hudutlarımız belli. Artık Rum anca istediği kabil rastgele yere saldırarak, insanımızı katledemiyor ve kaçıramıyor. En mühimi, 48 senedir Ada'mızda sulh ve hayat vardır. Şimdi etraflı iş bu devleti yaşatmak, gelecek dayanmak ve insanımızı bahtiyar etmektir. Ana vatanımızla bu çelimli bağımızı bitmeme ettirdiğimiz sürece, alın yan kalburüstü olamayacaktır."
"Lefkoşa 21 Aralık'ta çevrilmiş durumdaydı"
Çetin Serez de "21 Aralık 1963 olayları, müşterek vaka yahut görüngü değil, müşterek soykırımın Rumlar kabilinden başlatılma günüdür" diyerek, bunların, Kıbrıs Türkleri düşüncesince baş döndürücü hınç eyyam bulunduğunu belirtti.
Serez, Kıbrıs Türkü'nün, etraflı ilhamını Gazi Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk ve anne yurt Türkiye'den aldığına ve bu azimle savaş ettiğine dikkati çekti.
Rumların, 21 Aralık'ta Lefkoşa'ya saldırmalarının ve "soykırımı" yapmak düşüncesince ciharıyek yandan ciddi silahlarla hınç açmalarının, çıkarlarını direnmeye zorladığını aktaran Serez, Kıbrıs Türkü'nün o güneş yegâne sumsuk adına ulusal mücadeleye katıldığını kaydetti.
Kanlı Noel vakaları esnasında güre müşterek mülazım bulunduğunu hatırlatan Serez, şu şekilde bitmeme etti:
"Lefkoşa 21 Aralık'ta çevrilmiş durumdaydı, hacısı hocası müşterek telaşe içerisindeydi. Sokaklarda bağrışmalar, evlatların ağlamaları ve karışıklık vardı. Kıbrıs Türkü'nün, mücadeleyi erkenden, o güneş başlatması müşterek milattı. 1964'te Rumlar nice yerden, 103 köyden vatandaşlarımızı kovdular, öldürdüler ve gömdüler. Rumlar, 24 saatte Kıbrıs Türkü'nü imha buyurmak düşüncesince yapmış oldukları projelere güvenerek, rastgele yandan saldırdılar. Fakat Kıbrıs Türkü ve Kıbrıs Türkü'nün koruyucusu müşterek anne yurt vardı. Bunu bilmelerine karşın '24 sayaç içinde bunları müşterek soykırımla imha edersek bu iş biter' diyorlardı."
"Rumların gayesi, Kıbrıs Türkü'nü aforozlamak ve Ada'yı Yunanistan'a bağlamaktır"
Ada'nın 307 sene Osmanlı idaresinde kaldığını ve 1878'de İngilizlere kiralandığını hatırlatan Serez, o günden itibaren Rumların, Enosis (Ada'nın Yunanistan'a bağlanması) düşüncesince naralar attığını ve bunun sürdüğünü söyledi.
Serez, "Rumların gayesi, Kıbrıs Türkü'nü Kıbrıs'tan aforozlamak ve Ada'yı Yunanistan'a bağlamaktır. Biz 11 yıl, ters koşullar altında Beşparmak Dağları'nda, Lefkoşa hisarlarında, Mağusa Kalesi'nde ve gayrı bölgelerde, gururla, başımız sert Kıbrıs Türkü'nün can, dünyalık ve namusunu arkalamak düşüncesince savaştık. Biz, 11 sene Türk Kızılay sebebiyle yaşadık. Askerimizin besin maddesi Kızılay'dan geldi. Kıbrıs Türkü yılmadı." niteleyerek konuştu.
