![Bebeğiniz her şeyi ağzına götürüyorsa dikkat](https://www.megahaber79.com/files/uploads/news/default/bebeginiz-her-seyi-agzina-goturuyorsa-dikkat.webp)
Diş emisyon döneminde, öncesinde ve daha sonra çocuklar, bebekler her bulmuş olduğu nesneyi ağzına götürüyor. Aileleri de baş döndürücü tasalı fail bu gidiş karşısında uzmanlar ehemmiyetli uyarılarda bulundu. Atlantis hususi Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nden Fizyoterapist Sena Acar, ağızcıl arayış içindeki çocukların, bebeklerin ağızlarına nesneleri götürebildiklerine dikkat çekerek, “Emme ısırma halleri bizim bebeklik dönemimize dayanır. O çağda baş döndürücü alışılagelen karşılıyoruz. Güven duygularını bu halde geliştiriyorlar. Güven duygularını geliştirmenin yanı sıra, dünyalarını o halde tanıyorlar, kas-eklem farkındalıklarını geliştiriyorlar” dedi.
“Simit, elma, havuç”
Diş çıkartma devri tamamlanana denli bunların alışılagelen karşılandığından bahseden Sena Acar, “Ondan ahir süreçte, az buçuk hâlâ modülasyon bozukluğu ve ağızcıl arayış yerine geçiyor. Ağızlarına daim nesneleri götürme, ısırma tarzındaki davranışları, çıkarlarını gevşetmek açısından kullanabiliyorlar. Sürekli ağızlarına birlikte şey götürerek çıkarlarını regüle ediyorlar. Bunları tashih etmek düşüncesince nice aktivite, aktiflik ve önerimiz var. Simit, elma, yeregeçen kabil kaba cisimler ile kas-eklem farkındalığı gereksinimlerini kaba cisimler ili gönül tokluğu edebiliriz. Doygunluk noktasına ulaştırıp regüle olmasını sağlayabiliriz. Sakız çiğnetebiliriz, sakinleşmelerini sağlayacaktır. Pipet kabil cisimler ile oyunlar oynayarak destekleyebiliriz. Çene eklemine, koyu duyum masajları kullanabiliriz. Diş fırçalarını, şarjlı fırçalar ile değiştirebiliriz. Titreşim onları rahatlatacak ve hoşlarına gidecektir. Ağız içi güzel dokuları, diş etleri, dil, yanak içleri düşüncesince titreşimler baş döndürücü hoşuna gidecektir” diyerek konuştu.
Yüze ve dudak etrafına masaj, çiğneme, diş çubukları ve ısırma tüplerinin de yararlı bulunduğunu özetleyen Acar, “Çocuğun her bulduğunu ağzına götürmesi akıllıca değil. Belli birlikte süreçten sonrasından bahsediyorum. Diş emisyon süreçleri her çocuktan, çocuğa değişebilir. O süreci tamamladıktan sonraları modülasyon bozukluğuna geçiyor. Bahsettiğimiz şeyler baş döndürücü ekstrem, zorba bağlam değil. Evde desteklenebilir. Çocukların elbette rahatladığını tecrübe ederek bulabiliriz. Gözlemlerimiz kararında hangisinde ağızcıl arayış azalıyorsa, ona yönelebiliriz. Her nesneyi ağzına götürmesi, bebeğe dokunca verebilir. Boğazına kaçma, mikrop riski var. Bunun düşüncesince çalışmamız gerekiyor” biçiminde konuştu.
Adil Özdemir-Ardacan Uzun