Konya
Dünyanın tahminî 2 senedir savaş etmiş bulunduğu Kovid-19 salgını, türlü nedenlerle telkih yaptırmayan ana adaylarını ve bebeklerini de zılgıt ediyor.
Hamileliğinde Kovid-19'a yakalanan ana adayları, rahatsızlığı ağırbaşlı geçiriyor. İlaç tedavisine başlanması düşüncesince vaktinden er sezaryen yöntemiyle tahsil edilen bebekler de ana iyileşinceye denli annesinden ve ana sütünden yoksun kalıyor.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Yenidoğan Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hanifi Soylu, AA muhabirine, annelerin umumi rahatsızlıklarından ötürü er gelmek mecburiyetinde artan bebeklerinin sağlığı ile ilgilendiklerini anlattı.
Soylu, erkendoğan doğumların en yoğunlaştırılmış tanıdık nedenlerinin başlangıcında annenin diyabet, kalp, böbrek, efdal tevettür kabil vakayiname hastalıklarının olması, döl yatağı yetmezliği, kanama, ve enfeksiyonun geldiğini anlattı.
Bu sebeplere sonuç yıllarda Kovid-19'un da eklendiğine dikkati çekici Soylu, "Servisimizde bu halde yatan bebekler var. Bu bebekler, annenin hakeza ortak sorunu olmasaydı ercecik doğmayacaklardı, alışılagelen zamanda, dosdoğru kendisine doğan bebekler olacaklardı." dedi.
Soylu, 37 haftanın altında doğan bebeklere umumi kendisine "prematür" dendiğini dile getirerek, 23-24. haftadan itibaren bebeklerin dirim şansının başladığını, bu haftadan sonraları doğan değme bebeğin erkendoğan bulunduğunu söyledi.
"Bu denli önemsiz doğdukları devir dokunca görüyorlar"
Anne adaylarının türlü sebeplerle telkih yaptırmadıklarını tamlayan Soylu, şunları kaydetti:
"Anne adaylarında bebeğini himaye içgüdüsüyle aşılanmama şevki var. Bunu da anneler genellikle 'Bebeğe ortak ziyanı olur' endişesiyle yapıyorlar. Aslında vakaya mükemmel tersinden beslemek lazım. Bu bebekler bu denli önemsiz doğdukları devir esas ziyanı o devir görüyorlar. Anne dip bakıma duhul yerinde bulunduğu düşüncesince bebeği tevlit etmek mecburiyetinde kalıyorlar. Anneye ziyanı olmakta ki; maatteessüf kaybettiğimiz nice ana var. Bir de annenin bu denli ağırbaşlı koşullarda mevlit etme mecburiyetinden ötürü hem prematür aynı zamanda menfi koşullarda doğduğu düşüncesince buraya düzleşmek mecburiyetinde bulunan bebekler var. Bu bebekler diğerlerine layıkıyla az buçuk hâlâ şanssız. Annelerin esasta bebekleri himaye içgüdüsüyle icra ettikleri bu değişmeyen ağız ağıza bebeklerin zararına oluşacak ortak karara dönmüş oluyor. Bebeği destek olmak düşüncesince yapmış olduğunuz nesne esasta bebeğinizin, korunmasına değil, bebeğinizin aut ortama erinç kırılan duruma gelmesine döşeme hazırlıyor. Lütfen buna kulak versinler. Bunun acısını değme daim bu arada yaşıyoruz, bebeklerle bu arada yaşıyoruz, dört başı mamur takım kendisine yaşıyoruz."
Soylu, ana adaylarının hamileliklerinde Kovid-19 aşısı yaptırmalarının kendileri ve bebekleri açısından rastgele ortak menfilik oluşturmayacağını vurguladı.
Kovid-19 dolayısıyla er doğan bebeğin, gayrı rastgele ortak sebeple erkendoğan bulunan bebekten hâlâ dezavantajlı bulunduğunu vurgulayan Soylu, şu halde bitmeme etti:
"Bebekle annenin ruh bilimsel kendisine ortak kelep kurması doğumdan elden sonraları gerçekleşmesi müstelzim ortak süreç. Biz Kovid-19 dolayısıyla bu süreci maatteessüf yaşayamıyoruz. Anne, bebeğini derinliğine devre göremiyor. Bu kelep kurulamadığı devir ana bebekten uzakta kalıyor. Anne bunu ortak halde ihtimal telafi edebilir fakat bebeğin hem annenin ilgisine hem sütüne gereksinimi oluyor. Bu bizim açımızdan baş döndürücü nesne değiştirecek faktörlerden ortak tanesi. Bebek bunlardan yoksun oluyor. Doğum sırasında yaşadıkları zorluklar, mevlit sonrasıyla katmerleniyor. Anne, dip bakıma girecek denli oksijensiz kalıyor. Bebeğin ana karnında rastgele ortak halde oksijensiz kalmaması gerekiyor. Normalde bu bebekler, doğdukları devir annenin yaşamış bulunduğu bu olumsuzluktan müteessir de oluyor. Biz bunun faturasını bu bebeklerde görüyoruz."
Soylu, hamile ortak kadının geçirdiği Kovid-19'un alışılagelen ortak kişiye layıkıyla hâlâ ağırbaşlı seyrettiğini vurgulayarak, ana adaylarının çoğunun haftalarca, aylarca hastalıkla savaş ettiğini anlattı.