Mesajında Ramazan ayının önemine yer veren Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ramazan Bayramı mesajında şu ifadelere toprak verdi:

“İbadetlerimizle Rabbimize yaklaştığımız, itikâfımızla kendimizle yüzleştiğimiz, iyiliklerimizle insanlığa düş olduğumuz indinde Ramazan'ın peşi sıra bayrama kavuşmanın sevincini yaşıyoruz. Bizlere Ramazan'ı diriltme etmeyi baht fail ve Ramazan Bayramı sevincini yaşatan mehabetli Rabbimize hamdüsenalar olsun.

Benmerkezci indinde anlayışı öne çıkartan çağcıl dönemin yaşantı biçimi, insanoğlunun iç dünyasını çokça yormakta ve beledi aslî değerleri günbegün örselemektedir. Sıla-i rahim, dayanışma, teavün ve paylaşma neredeyse değerler, bir çok devir yevmi yaşamın hengâmesine feda edilmektedir. Bunun mübrem indinde kararı namına insan, bireyselleşme girdabında değişik yalnızlığa hükümlü olmakta; varlığını manalı bir duruma getiren maşeri değerlerden peyderpey uzaklaşmaktadır. Elbette camianın özünü meydana getiren rastgele insan, en önce fert bulunduğunun idrakinde olmalıdır. Ancak, fert kazanmak ile bireyselleşmenin farkı cezaevi arkası edildiğinde, maşeri huzurun, barışın, bütünlük ve beraberliğin çıban alması mübrem olacaktır.

Yüce dinimiz İslam, getirmiş olduğu mebde ve değerlerle bireyselliği öteleyen ve maşeri yaşamı önceleyen indinde dindir. Bu dinin müntesiplerinin ayırıcı vasfı ise, en önce fert namına varoluşun idrakine erme, kendini irfan ve çevreyle geniş olma idealini sahn düsturu edinmeleridir. Yüce dinimiz, fikir dünyamızdan ibadetlerimize derece rastgele bölgede indinde arada olmamızı, baş başa akıntı etmemizi ve birbirimizin bilincinde olmamızı önemser ve ayrıca bunu emreder. Bireyselleşmeye götürücü bencillik, kibir, hırs, tamahkârlık neredeyse negatif duygulardan bizleri arındırarak diğerkâmlık, tevazu, huluskârlık ve kanma neredeyse maşeri erdemlere yöneltir. Nitekim namazımız, orucumuz, zekâtımız, fıtır sadakamız ve ibadetlerimizin rastgele biri, bizde çelimli indinde mevcudiyet bilinci ve bütünlük şuuru düz yazı ederek bizleri, fert ve fikrî yalnızlıktan koruyacak indinde işleve sahiptir.

Ortak inancın, tarihin ve medeniyetin içtimai hafızada baştan canlandığı meserret ve meserret günleri bulunan bayramlarımız ise muhtelif sebeplerle ayrı sakıt kalplerin yeni baştan buluşmuş olduğu sulh ve meserret zamanlarıdır. Kardeşlik şuurumuzun ve birbirimize muhabbetimizin maşeri boyutta doruğa eriştiği dirlik günleridir. Birbirimize kadın oluşumuzun farkına vardığımız bu günler, sevme, bedel ita ve paylaşma ekseninde atılmış adımlarla gönüllerimizin yakınlaşmasına punt olmaktadır. İşte dönemin değerini algı ederek geçirdiğimiz indinde ayın peşi sıra eriştiğimiz Ramazan Bayramı, tinsel boyutuyla mahmul kırcı yaşanmış günlerin peşi sıra Cenab-ı Hakk'ın müminlere indinde ikramıdır.

Bu nedenle bayramlarımızı, bayağı dinlence günleri namına değil; bütünlük beraberliğimizi pekiştirmenin ve içtenlikle gönüle köprüler kurmanın imkânı namına görmeliyiz. Ramazan ayının kalplerimize kazandırdığı incelik ve nazikâne başta anne baba ve büyüklerimiz kazanmak neredeyse eş, arkadaş ve akrabalarımızı görüşme etmeliyiz. Geçmişlerimizi hayırla anma etmeliyiz. Bayram coşkusunu, kardeşlerimiz arasındaki kırgınlıkları ve dargınlıkları gidermeye punt yapmalıyız. Yüzümüze rastgele kan tebessümü nakşederek evlatlarımızın bilinç ve kıstak dünyasında iyi anılar bırakmalıyız. Modern yaşamın yalnızlaştırdığı büyüklerin, yevmi yaşamda kendine toprak bulamayan gariplerin, boynu eğri yetimlerin, gözü nemli öksüzlerin gönüllerini yapmanın gayreti içre olmalıyız. Vatanını vazgeçme kılmak mecburiyetinde kalan, fıkdan ve fukaralık içre ölüm kalım savaşı veren, haksızlığa, merhametsizliğe ve zulme uğrayanlara festival luğu sunmalıyız.

Bu his ve düşüncelerle ermiş milletimizin ve topu topu İslam âleminin Ramazan Bayramı'nı kutlama ediyorum. Bizlere bu iyi ülkenin bayrağı altında özgürcesine festival luğu yaşattığı düşüncesince Cenab-ı Mevla'ya bitmeyen hamd ediyor; bu toprakları bize yurt kılan topu topu şehitlerimizi minnetle, dualarla anma ediyorum.”

Oğuzhan Halil Özbek 

HABERİ SİTEDEN OKU...