Berlin
Alman Der Spiegel dergisine icra ettiği izah karşılayıcı Kalın, Türkiye'nin AB ile ilişkilerde yaşamış bulunduğu hastalıkların üstesinden gelinebileceğini belirterek, "Bunlar, müttefikler ortada yaşanmış bulunan düşünce ayrılıklarıdır. Almanya ile ilişkilerimizde de hâlâ gerilimli dönemlerden geçtik, gücün bunları geride bıraktık." mesajı verdi.
ABD ile Türkiye'nin terörle savaşım dalında teşrikimesai yürüttüklerini hatırlatan Kalın, gücün ABD’nin, yıldırı örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı bulunan YPG’ye dayanaklık eylemek sağlaması kabil mevzularda Türkiye’nin gereksinimlerini devir zamane dikkate almadığını, bunun ikrar edilemeyeceğini bildirdi.
İbrahim Kalın, Amerika Başkanı Joe Biden'ın PKK’nın Suriye’deki uzantısının Türkiye çeşidinden millî nezdinde yıldırma namına algılanmasını anlayamadığını kaydederek, "İki dünya ortada öbür düğümlü husus ise Gülen örgütünün ABD’de serbestçe akım edebilmesidir. Bu durum, istifham işaretlerine sebep olabilmekte ve müttefikler arasındaki ilişkileri menfi etkilemektedir." ifadesini kullandı.
"Türkiye NATO'ya bağlıdır"
Kalın Türkiye'nin çelimli nezdinde NATO üyesi bulunduğunu ve İttifaka lakayıt koşulsuz müteallik bulunduğunu vurgulayarak, "Birçok NATO misyonuna da imdat sağladık. NATO’yu çelimli nezdinde İttifak namına kıymetlendirmek istiyoruz. Üye devletler arasındaki mesail NATO’yu zayıflatmamalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa’da ABD’ye bulunan bağımlılığın azaltılıp azaltılmaması mevzusundaki tartışmalara da yer veren Kalın, Avrupalıları nice kararda geçmiş ilkin Washington'a bakmaları dolayısıyla eleştirdiğini bunun politik önderlik işareti olmadığını anlatım etti.
Kalın, Avrupa'nın, politik ve hesaplı anlamda çelimli ve ehemmiyetli nezdinde ana kara olduğunu, Avrupa'nın ABD’nin gölgesinde durmak yerine, coğrafi ve mühim kararlarda tesirini ve bağımsızlığını çoğaltması icap ettiğini vurguladı.
Batı’nın Çin ile rekabetinin olumlu nezdinde rakiplik namına kalmasını yeğleme ettiklerini kaydeden Kalın, "Rekabetin tahripkâr nezdinde çözüm almasından üçüncü taraflar, nezdinde öbür ifadeyle Asya ülkelerinin yanı esna Avrupa devletleri de kıygın olacaktır. Bir yan lehine değişmeyen ikrar eylemek yerine, kazan-kazan hali oluşturmalıyız. Özellikle müstevli çağında teşrikimesai gerçekleştirmek zorundayız." dedi.
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Suudi Arabistan ve Yunanistan ile yaşanmış bulunan ihtilaflarda da detant olmasının hatırlatılması üzerinde Kalın, "İlişkilerimiz normalleşmektedir. Bu ülkelerle yüklülük yaşanmasını istememiştik, ilişkileri feshetme niyeti de taşımadık." şeklinde konuştu.
"Afganistan'a dayanaklık eylemek bildirmek istiyoruz"
Türkiye'nin Afganistan’da gelecekte elbette nezdinde gösteriş deruhte eylemek istediğine müteallik suali da yanıtlayan Kalın şunları kaydetti:
"Havaalanının baştan hizmete açılması düşüncesince Afganistan yönetimine dayanaklık eylemek bildirmek istiyoruz. Bu mevzuda Katar ile uygulayım istişareler başlatılmıştır. Ancak toy yönetimin aceleci biçimde değişmeyen alamaması dolayısıyla gidiş maneviyat bozucudur. Halihazırda Afgan Hükûmeti’ni yöntemince ikrar etmekten çok hükûmetin kendiliğinden iane edebilecek pozisyonda olmasını sağlamaya odaklanıyoruz. Taliban’la hesaplı durum, asayiş sorunları, sınırların korunması ve huruç kabil hâlâ iktidara gelmeden ilkin de bulunan bulunan mesail üzerinde konuşuyoruz. ABD’lilerin ülkeyi bırakma ika türü iri kargaşa yaratmıştır. Taliban’dan hâlâ etraflıca nezdinde hükûmet kurmasını bekliyoruz. Geçenlerde açıklayan hükûmet, arsıulusal topluluğun beklentilerini karşılamamıştır. Ancak beklentilerimiz dair da realist olmalıyız."
Afganistan’dan beklenen huruç hareketlerinin Suriye’den gerçekleşen göçle kıyaslanamayacağına dikkati çekici Kalın, "Ancak bu gidiş Afganistan’daki ekonominin çökmesi yerinde değişebilir. Ülkemiz kapasitesini aşarak kısaca dört milyon Suriyeliyi ikrar etmiştir. Sınırlarımızı arkalamak düşüncesince herhangi nezdinde şeyi yapıyor, İran hudut asayiş makamlarıyla beraberce çalışıyoruz. Ayrıca sınırımıza örek da nesir ettik. Uluslararası toplum, Amerika ve BM demincek harekete geçmelidir. Daha nezdinde tomar insanoğlu ikrar edemeyiz." dedi.
"Her çevrim aut siyaset dalında ayrımlı kararların alınmasını gerektirmektedir"
İbrahim Kalın huruç dair eskiden tahsil edilen kararlara da yer vererek şöyleki konuştu:
"Her çevrim aut siyaset dalında ayrımlı kararların alınmasını gerektirmektedir. Bu kararlar bulunan şerait altında alınır. Ancak arada sırada yola beraberce çıktıklarınızın birileri sizi nısıf yolda bırakır. Suriye’deki gidiş kontrolden çıkana ve binlerce kişioğlu ölene derece diyetle diyalog biçiminde olunmasından yanaydık. Ancak perhiz öz halkına müteveccih saldırılara bitmeme etmiştir. O vakitler Tunus’ta Suriye’nin Dostları isimli sanlı konuşma düzenlenmişti. Orada Hillary Clinton, ABD’nin muhalefeti destekleyeceğini söylemişti. Bundan çelimsiz nezdinde müddet sonraları Suriye’nin Dostları karışmış ve ihtilaf ile sığınmacılar bekâr bırakılmıştır. Rejim de herhangi nezdinde çeşitli suçu işleyebilmiştir."
Suriye’deki mücadelesi sona erdirmenin arsıulusal topluluğun rolü bulunduğunu anlatım fail Kalın Rusya ve İran'ın bu mevzuda ayrımlı düşündüğünü gücün Esed'in bundan sonraları kâffesi meşruiyetini kaybettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Suriye dair Avrupalıların köşelerine çekilmemesini istekle diyete hâlâ nezdinde tomar bası uygulamalarını ve dünyanın Suriyelilere sırtını dönmediğini göstermeleri icap ettiğini belirtti.
"Türk askerleri İdlib’de bulunduğu düşüncesince 2,5 milyon insanoğlu bölgeden kaçmıyor"
Batı’nın İdlib’deki muhalifleri arkalamak düşüncesince alana birlikler göndermesini beklemediğini dile getiren Kalın, "Bu bahis konusu değildir. 2015, 2016 ve 2017 yıllarında emniyetli semt tekvin önerisinde bulunduk. O çağda pervaz yasağı bölgesi olsaydı, Suriye’yi bırakma eylemek mecburiyetinde artan o derece baş döndürücü insanoğlu olmazdı. Bu vesile kaçırılmıştır." dedi.
Kalın laflarını şöyleki sürdürdü:
"Bazı Avrupalı dostlarımız bizi Suriye’de er konuşlandırdığımız düşüncesince eleştirmektedir. Halbuki bu gidiş onları mutlu etmelidir. Biz kullanmakta olanları arama ettiğimiz alanlarda tutmaktayız. Sadece Türk askerleri İdlib’de bulunduğu düşüncesince 2,5 milyon insanoğlu bölgeden kaçmıyor. Batı’daki dostlarımız, kılıç obstrüksiyon gücüymüş kabil davranmaktadır. Suriye topraklarına cezaevi dikmedik. Ancak bu adımı, öz güvenliğimiz ve bölgedeki Suriyelilerin güvenliği düşüncesince çarpmak zorundaydık. Teşekkür adına yaptırımlarla karşılaşmaktayız. Neden? PKK’nın oradaki mevcudiyetine dokunca verdiğimiz için."
Türkiye'nin Suriye’de arsıulusal hukuku ihlal etmiş bulunduğu iddialarını reddeden Kalın, "Uluslararası hukuku ihlal fail Esed ve PKK’dır. Bu dü dava çözüldü mü? O biçimde sebep demincek Türkiye’ye odaklanılıyor? Bizim düşüncesince orada yasal koruma hakkımız uydurma konusudur. Eğer Rusya ve ABD’ye Suriye’ye giriş hakkı tanındıysa, kılıç de bu hakka sahibiz.” değerlendirmesinde bulundu.